Size sosyolojik, psikolojik ve
tarihi birçok gerekçelerden sözler ederek Atatürk’ü anlatabilirim. Asker
yanını, devlet adamlığını, liderlik vasıflarını da anlatabilirim. Cumhuriyeti
kurarken, devleti oluştururken nasıl bir sosyolojik planı takip etiğini de anlatabilirim.
Bunlar her zaman için mümkün olan şeyler. Ama benim, esas anlatmak ve yazmak
istediğim şey neden Atatürk’ü sevdiğimdir.
Harp Okulunda İktisat eğitimi
alırken dünyadaki ekonomik düzenleri öğretmiştim. Liberalizmin ve sosyalizmin
ışığı altında kapitalizmi ve komünizmi,
demokrasiyi okulda öğrenirken, 12 Eylül 1980
öncesi sağ sol çatışma sarmalında aşırı kutuplaşmış toplumun, uzlaşmaz siyasilerin
elinde nasıl savrulduğuna, devletin unsurlarının siyasallaştıkça devletin nasıl
çöküntüye uğradığına da fiilen şahit olmuştum.
O yıllarda bu olaylara şahit olan
ben; devletin bir araya getirdiği (çoğu Anadolu’nun yoksul veya alt orta
sınıfının aile çocuklarından) seçip aldığı, askeri liselerinde eğittiği çocuklardan
biriydim. 1981 yılında subaylığa başlayıp
sonrasında emekliliğe geçen ve sivil hayata dönüş yapan biri olarak neden
Atatürk’ü sevdiğimi anlatmak isterim.
Her şeyden önce Atatürk benim bu
dünyadaki ebedi yol göstericim ve yaşam felsefemin mihenk taşıdır. O benim yol
göstericimdir. Nedenine gelince.
Osmanlıyı bizimdir, inkâr etmem. Selçuklu
ve daha gerilere, Orta Asya’ya köklerimizden kuvvet alarak, bugünkü varlığımızın
bilincinde Türkiye’ye baktığımı da söyleyerek
şunları iddia ediyorum. Tarihimizdeki harplerin, kayıp ve kazançlarımızın
tamamının ana nedeni kaçınılmaz olarak devlet adamlarımızdır. Devlet adamlarımızın
eğitim seviyeleri, yetenekleri liyakatleri ve ileri görüşlülükleri bizim kayıp ve
kazançlarımızı belirlemiştir.
İşte tarihsel bu devamlılık
içerisinde Türk Milleti olarak (ta ki Atatürk, Anadolu’nun ve Türk Milletinin
kaderine el koyana kadar) harpten harbe savrulmuş, ne doğru dürüst ne bir
meslek ve ne de doğru dürüst bir eğitim ve öğretim görmemişiz. İstanbul
sarayının ihtişamının nimetleri bizim yaşadığımız yerlere ulaşmamış. Bizler toprak
sürmüşüz, hayvancılık yapmışız, zar zor geçinmişiz, harp çıkınca harbe gitmiş
ya gazi olmuşuz ya da şehit.
Atatürk, Türk Milletinin ve
vatanının kaderinde söz sahibi olmaya başladıktan sonra dünyamız değişmeye
başlamış. Atatürk’le birlikte Türkiye’de cumhuriyet rejimiyle bir şeyler olmaya
başlamışız.. Devletin ve vatanın her yerinde sosyal düzenin nimetlerinden
yararlanarak bir yerlere gelmeye başlamış,
makamlar, memuriyetler, kişisel servetler elde edebilmişiz. Gelişim göstermişiz
okumuş yazmışız. Özgür bireyler olmuşuz. İşte ben bu bireylerden biriyim.
Eğitimlerim esnasında dogmatik
ideolojilerle tanıştım. Yaşamım boyunca batının teorik ideolojilerin ve izmlerin
tuzağına sürüklenmiş insanlar gördüm. Dünyada dini siyasallaştırarak insanları
hunharca öldüren, sömüren ve insana insani dünyayı cehenneme çeviren çıkarcı
siyasal İslamcıları, çıkarcı ve emperyalizmin kuklası olmuş tarikat cemaatleri
gördüm. Onların çıkarları uğruna Atatürk’e, Türk Milletine ve devletine saldırdıklarını
gördüm.
Tek çıkar yolun Atatürk
fikriyatından geçtiğini görerek genç yaşımdan itibaren Atatürk’ün yolu siyasal
ve sosyal yolum oldu. Ne sağcı oldum ne de solcu oldum. Ben Atatürkçü oldum. Milliyetçi,
devrimci ve sosyal demokrat oldum.
Çünkü Atatürk; dogmatik değildi.
Yaşamda denenmemiş sonucu bilinmeyen teorilerin ne maşası, ne de kuklası
olmamıştı. Atatürk, hayatın, sokağın yani,
pratiğin uygulayıcısıydı. Bu nedenle ister adına Atatürkçülük deyin, isterse Kemalizm
hiç fark etmez. Ama biliniz ki Atatürkçülük bir kuram değildir, dogma değildir,
bir teori hiç değildir.
Atatürkçülük; bizzat yokluğun ve
yoksulluğun, cehaletin ve zorbalığın test edilip uygulanmış panzehridir. Özgür olmanın, birey olmanın, demokrasinin,
hukukun, insan haklarının, evrensel barışın dili ve temsilcisidir. Müslüman
dünyadaki dinci siyasal İslamcı yobazlığın baş düşmanıdır. Müslüman dünyanın ve
ezilen ve sömürülen ulusların kurtuluş reçetesini yazandır.
İşte ben Atatürk’ü bu güzellikleri
ve insancıl yanı için sevdim.
İyi ki de sevmişim.
Okunma Sayısı:340
Eklenme Tarihi:11-11-2022 09:26
HENÜZ YAPILMIŞ YORUM YOK